Kariyer Planlama ve Deprem

Çok uzatmayacağım. Kariyer planlama bina inşa etmeye benzer. Bina nasıl projelendirilirse kariyer de projelendirilir. Planlamada öncelikler, kullanılacak kaynaklar, izlenilecek takvim vardır. Her ikisinde de malzemeden çalarsan insanlar ölür, yaralanır, zarar görür. Diğer canlılar ve çevre de felakete kurban gider.

Doğru planlanmayan kariyer dandik müteahhitlerin, rüşvetçi siyasilerin, kurnaz memurların, alçak mühendislerin, vicdansız hukukçuların ortalıkta cirit atmasına sebep olur. Çünkü bu görevlerde hem başarılı hem mutlu olabilecek insanların kariyer inşası ihmal edilince o alanda olmaması gerekenler oraları işgal ediyor.

Şöyle örnek vereyim. Çocuklarla bir arada uzun zaman geçiremeye dayanamayan birinin sınıf öğretmeni olması, insanlara teması sevmeyen birinin hemşire olması, okuma yazma bilmeyen birinin bakan olması, çalıntı makalelerle birinin akademisyen olması hep planlanmamış kariyerle ilgili.

Kariyer planlamanın hem bireysel hem toplumsal boyutu var.
Bunlar iç içe. Ben bir gencin dil ve iletişim yeteneği ile onu turizme yönlendirdiğimde aynı zamanda onun mutsuz ve beceriksiz bir sınıf öğretmeni olmasını engellersiniz. Adalet sağlama motivasyonu güçlü, muhakeme yeteneği olan bir genci hukuka yönlendirdiğinizde çürük binalara ruhsat verecek kamu çalışanına mani oluyoruzdur. Temel motivasyonu şöhret ve servet olan insanların siyasette ne işi var diyerek bunların da temel yetenekleri ne ise oraya yönlendirilmesi gerekir. Belki uzay mekiği yapacak bir mühendis potansiyelindedir belki özel aşçılık yapacak yetenektedir.
Varlık içinde yaşayan bir toplum tasarlayın diye size ödev verseler yapacağınız şeylerden ilki doğru mesleklere doğru insanların yönelmesini sağlayacak bir strateji oluşturmaya çalışmak olacaktır. Bu hem toplumun hem de biricik yaşamı olan insanların refahı için gereklidir.

Bu yazıyı bitirirken size çok doğru bir kariyer örneği vereyim.
1999 depremi İzmit  ve civarında büyük can ve mal kaybına neden oldu. Ama depremin merkezinde olmasına rağmen Tavşancıl beldesinde kimsenin "burnu bile kanamadı" ve tek bir duvar yıkılmadı, evler hasar almadı.
Linkini koyuyorum aşağıya izleyin. 10 dakikalık bir video. Çarpı iki hızında da olsun izleyin lütfen. Videoya “Deprem ve Kariyer” diye de bir başlık attığımı da varsayın. Sonra da Salih Gün’e ve işini yurt , insan sevgisiyle, etik değerlerle yaşayanlara rahmet dileyelim.
17 Ağustos 1999 depreminde yıkılmayan yer Tavşancıl